Öğrencilerimizi bizden iyi tanıyan yoktur. En iyi kitap yazarı ya da yazarları, dersimizle ilgili ne kadar iyi bir kitap ortaya çıkarırlarsa çıkarsınlar, söz konusu kitap bizim öğrencilerimiz açısından uygun olmayabilir. Burada devreye onları en iyi tanıyan bizler girmeliyiz.
Öğretmenler ve hocalar için, derslerinde kullandığı kitaplar birer kılavuz ve yol göstericidir. Özellikle öğretmenliğinin ve hocalığının ilk yıllarında, baharında, olanlarımız için kitap dersi organize etmede, derslerde tutarlı gitmede ve nasıl öğreteceğimiz noktasında bizlere rehberlik eden bir yol haritasıdır. Bununla beraber pek çok öğrenci için de kitaplar benzer rol oynar. Diğer taraftan şunu belirtmekte fayda var; hiçbir kitap tam olarak sizin öğrencileriniz için biçilmiş kaftan değildir. Kitapların hemen hemen hepsi o ders için genel öğrenci grubunu hedef alır. Dolayısı ile kitabın içeriği, konuyu ele alış tarzı, bizim öğrenci gruplarımızla çoğu zaman uyuşmayabilir. Her öğretmen ya da hoca kendisine dair bir inanç sistemine sahiptir ve herhangi bir dersin nasıl verilmesi gerektiği ile ilgili her öğretmen ve hocanın birbirine benzeyen tarafları olduğu gibi birbirinden tamamen farklı düşünceleri de vardır. Buna ek olarak derslerimizde kullanacağımız herhangi bir kitabı hazırlayan öğretmen ve hoca ya da öğretmenler ve hoca gruplarının söz konusu dersin nasıl verileceğine dair bir inançları vardır ve kitap bu inancı yansıtır şekilde tasarlanmış ve ortaya çıkarılmıştır. Kitap yazarı/ları ve kitabı kullananlar arasında sözünü ettiğim inanç sisteminde benzerlik ne kadar fazla olursa, kitabı kullanan hoca ve öğretmen olarak söz konusu kitabı en üst faydayı sağlayacak şekilde kullanırız. Aksi durumda ise kitaptaki yaklaşım bizim inanç sistemimizle çok örtüşmüyor ise kitaptan arzu edilen fayda alınamaz. Bu sebeple öğretmen ve hoca olarak bizler eğer derslerde kullanacağımız kitabı seçme sansına sahipsek, kitabı pek çok kriter açısında değerlendirerek kendi hocalık ve öğretmenlik anlayışımızla paralelliği fazla olan kitapları derslerimizde kullanmalıyız. Seçme şansına sahip değilsek doğal olarak kitapla ilgili tasarruflarımızda sınıfımızdaki öğrenciler ve kendi inancımız açısından gerekli adımları atmalıyız. Aslında bu durum her iki grup içinde geçerlidir. Her öğretmen ve hoca elindeki materyalle öğrencilerinin ihtiyaçları, ilgileri, seviyeleri ve kendi inanç sistemi doğrultusunda oynamalıdır. Bu bağlamda öğretmen ya da hoca kitaptaki bazı bölümleri atlayabilir, yeni bölümler ekleyebilir, kitaptaki anlatıma eklemeler ya da kitaptaki anlatımdan çıkarmalar yapabilir, kitabın takip ettiği sırayı değiştirebilir yani herhangi bir konuyu önceleyebilir ya da ötelenebilir. Bunun yanısıra kitabın yetersiz olduğu durumda ek materyaller, örnekler, dokümanlar kullanabilir. Bizlerin öğretmenlik ya da hocalık yaptığı öğrenci grubunu bizden iyi tanıyabilecek başka biri yoktur. Dolayısı ile öğretmenlik ve hocalık alt yapımızda var olması gereken materyal tasarım becerisini kullanıp, öğrencimizin ihtiyaçlarını baz alacak şekilde, ders materyallerinde gerekli değişimi ve dönüşümü yapmak durumundayız. Diğer taraftan ders kitaplarının kölesi olmak bizim öğretmenlik ya da hocalık becerimizin katilleridir. Bu bakımdan bu becerilerimizi ortaya koyma ve öğrencilerimizin bizden daha fazla istifade etmelerini sağlam için, biz kitapların değil kitaplar bizim kölemiz olmalıdır.